2015
no image


Kuzey Japonya'da kar kalınlığı bazen 10-20 metreye ulaşıyor. Yolların tam ortasına belli aralıklarla yolla sıfır fıskiye yerleştirmişler, ne zaman kar başlasa hemen deniz suyu fışkırmaya baslıyor. Tuzlu olduğu için de yollarda don, buz oluşmuyor.

no image





-> Kan emici bağırsak kurtları, dünyada 700 milyon insanda var.
-> Şeffaf tüyleri olan kutup ayılarının kızıl ötesi kameralarla fark edilmesi çok zordur.
-> Otistiklerin %65′i aynı zamanda solak.






Time Warner bünyesinde yayın yapan Cartoon Network Türkiye, bu hafta 4. yaşını kutluyor.






Tüm dünyada 160 ülkede, yaklaşık 200 milyon evde, 21 farklı dilde yayın yapan Cartoon Network Türkiye, 4. yılını kutluyor.

4 yıl önce yayına başlayan Cartoon Network Türkiye, bugün en çok izlenen çocuk kanalı olmayı başardı.Türkiye'de Türkçe içerikle yayına başladığı günden itibaren sadece eğlendirmekle yetinmeyen Cartoon Network, aynı zamanda özenle seçilmiş yapımlarla da çocukların gelişimine katkı sağlıyor.
Cartoon Network Türkiye, beğenilen çizgi filmleriyle; arkadaşlığın ve paylaşımın değerini, umudun ve sevginin gücünü, farklılığa ve her canlının yaşam hakkına saygı duymanın önemini, çevreye ve dünyaya duyarlı olmanın sorumluluğunu dile getiriyor.

Beğenilen çizgi kahramanları Ben 10, Generator Rex, Bakugan, Puppy in My Pocket, Johnny Test, Johnny Bravo, Bananas in Pyjamas, Garfield, Gumball, Adventure Time, Angelo Rules, Hero 108, Gen X, Skunk Fu, Flapjack, Samurai Jack, Power Puff Girls, Mike Lu Og, Camp Lazlo, Code Name Kids Next Door, Jelly Jam, Mama Mirabel, Wow Wow Wubzy, Ed Edd Eddy, Cramp Twins, Star Wars: Clone Wars, Juniper Lee ve Smurfs ile Cartoon Network 4. yılında da Türkiye'nin en çok sevilen çocuk kanalı oldu.




Atlar çok ürkek hayvanlardır ve yanındaki canlıya güvenmediği sürece her zaman tetiktedir. Atların bu konuda en ilginç özelliklerinden biri kendini tehlikede hissettiği bölgelerde ayakta uyumalarıdır ve en ufak bir gürültüye bile hemen tepki verip oradan uzaklaşır. Ayakta uyumalarının sebebi tehlikeden en kısa sürede kaçabilmektir. Atlar ayakta uyuyabilmeyi dizlerini kilitleme becerisi saysesinde başarıyorlar.







'Bu Japonlar neden sürekli fotoğraf çekerek gezerler?"

diye merak ederiz ya, meğer bu olayın aslı sandığımızdan çok başkaymış. Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Bunu bilmeyen yok zaten. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!


Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş. Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.

no image


1907 yılında Massachussettsli bir doktor, özel bir ölüm döşeği tasarladı. Sonra da insan vücudunun ölüm anında 21 gram kaybettiğini rapor etti. Bu nedenle ruhun 21 gram tuttuğu varsayılıyor.

no image


Aşık olduğumuzda beynimiz “phenylethylamine” üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Bu kimyasal madde çikolatada da vardır.




Atatürk “Türk ulusundanım diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” sözü ile Türkçenin önemini en iyi şekilde anlatmaktadır. Bu sözü günümüzle ilişkilendirecek olursak şu an özellikle gençlerin özenti kesimi tarafından yozlaştırılan güzel Türkçemiz unutulmakta ve yanlış kullanılmaktadır. Türkçenin yozlaştırılması da özünden uzaklaşmasına ve bozulmasına neden olmaktadır.
Türkçenin yozlaşması ilk olarak dükkan, market ve iş yerlerinin İngilizce olarak adlandırılmasıyla başlamıştır. Bu da batı dillerine özenmemize neden olmuştur. Son yıllarda telefonla mesajlaşmanın çoğalması ve internetin bilinçsiz kullanımı sonucu dilimiz, kelimeler değiştirilerek hatta gereksiz harf eklenerek yozlaştırılmaya başlanmıştır. Özellikle genç kesimin kullandığı anlık mesajlaşma programları ve bazı sosyal siteler bu yozlaşmanın temeli olmuştur.
Türkçemizin güzelliğini bozan bu yozlaştırmanın amaçsızca yapılması en acıklı sonuçtur. Konuşmak ve yazmak için yeterli bir dile sahip olmamıza rağmen dilimizin amacı bile bilinmeden yozlaştırılmasına anlam veremiyorum.
Türkçenin bozulması ilk olarak daha hızlı yazmak için kelimelerden harf çıkartılarak yapılıyordu. Örnek verecek olursak: Tamam, ne haber, selam gibi kelimeler tmm, slm, nbr şeklinde yazılıyordu. Fakat şimdi kısaltmak yerine daha da uzatılarak Türkçe karakterlerden olan ş, ç harfleri sh, ch, j şeklinde değiştiriliyor. Son olarak harflerin yerine rakam koyarak yazma gibi saçma sapan bir alışkanlık çıktı. A harfi yerine benzer olan 4 rakamını yazmak bu bozulmanın en basit örneği.
Dilimizi yozlaştıran Türk gençleri bu yozlaştırma merakından en kısa sürede arınmazsa ve özentiliği bırakıp özüne dönmezse, bu özenti sadece dilimiz ile kalmayıp kültürümüzü, benliğimizi hatta beynimizi etkileyecektir. Umarım bu bilinçsiz toplum Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözüne uyarak bu yozlaşmanın tüm Türkiyeyi etkilemesine izin vermez. Lütfen konuşurken ve yazarken Türkçeyi doğru kullanmaya dikkat edelim. Kültürümüz, benliğimiz ve beynimiz için…




Eğer hapşurma sırasında kendinizi hapşurmamaya zorlarsanız ve ya hapşururken burnunuzu tıkarsanız. Burnunuzdan ve ağzınızdan çıkacak olan mikrop çıkacak başka yollar arar ver kan yoluyla çıkmaya çalışır ağzınızdan burnunuzdan kan gelmeye başlar. İllaki böyle olucak diye bir şey yok ama şansınızı fazla zorlamayın.




• [S]ensiz geçmiyor günlerim
• [E]n güzel anlarımı senle geçirdim
• [N]olur ayrılma benden
• [İ]nan ölür bu yürek sensizlikten

• [S]evdim , hep sevdim ben seni
• [E]llerim ellerine değmeden
• [V]arya o güzel gözlerin
• [İ]çine düşmek gelirdi içimden
• [Y]anıyorum sevdandan, özleminden
• [O]rada dururken yanına gelemeden
• [R]esmine bakarak gülümsedim her gün
• [U]ğruna ölmek gelirdi içimden
• [M]utluluk buymuş demek yeni anlıyorum harbiden
[Berkay Mert]

no image


KlMYON: 1 bardak kaynar suya, 4-10 gr kimyon konur, 10 dk bek letilir, günde 2-3 bardak içilir. Kimyon toz halinde günde birkaç defa 0,5-1 gr içilir.
KARANFİL: Yemeklerden sonra 1-2 adet karanfil ağızda çiğnenir.
Toz karanfil, sarımsakla ezilir, macun haline getirilir, sabah aç karna bir miktar yenilir.
DERE OTU TOHUMU: Dere otu tohumu ağızda çiğnenerek kullanılır.
UDlHlNDl: Udihindi ağızda çiğnenir veya kaynatılıp gargara yapılır.

AK-KARA KIZIL AĞAÇ Ağaç yaprakları kaynatılır, elde edilen su ile ağız çalkalanır.

DAR-I FÜLFÜL: Günde 2,5 gr toz halinde şekerle beraber yenilir.

MİNE ÇİÇEĞİ: Mine çiçeği haşlanır suyu ile gargara yapılır.
ARDIÇ TOHUMU: Ardıç tohumu yenilir.

SERVİ KOZALAĞI: Bir miktar kozalak ağızda çiğnenir.
TURUNÇ YAPRAĞI: Turunç yaprağı ağızda çiğnenir (sigara, soğan ve emsali koku veren şeylerde).
MERSİN YAPRAĞI: 50 gr taze mersin yaprağı, 50 gr siyah üzümle dövülür, sabah aç karna-gece yatarken 1 ceviz büyüklüğünde yenilir. 15 gün kadar devam edilir.

ÇÖREKOTU: Çörekotu yenilir.
HÎNT NARI: Hint narı meyvesi veya çiçekleri sirke ile kaynatılır, gargara yapılır.
BESBASE: Besbase ağızda çiğnenir.

BOSTAN KARANFİLİ: Bostan karanfili kökü veya çiçeği kaynatılır, suyu ile ağız çalkalanır.
BURÇAK: Burçak toz haline getirilir, günde 2-3 gr içilir.
BAL: Bal sirke ile karıştırılıp, ağız çalkalanır.

BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI: Böğürtlen yaprağı çiğnenir.
KEREVİZ: Kereviz yapraklan çiğnenir.
ACI BADEM: Acı badem çiğnenir.

BİBERİYE: 1 bardak kaynar suya, 10, 20 gr bitki konur, 10 dk bekletilir, ılık halde gargara yapılır.
TURP: Turp balla pişirilip yenilir.
HİNDİSTAN CEVİZİ: Hindistan cevizi balla macun yapılıp yenilir (mideden olan ağız kokusunu giderici).

ANASON: 50 gr anason, 50 gr süsen kökü, 50 gr rezene, 50 gr kimyon karıştırılır, 1 bardak su ya, 5-10 gr konur, 10 dk kaynatılır, günde 3 defa gargara yapılır.
ADAÇAYI: Adaçayı 30 gr, kakule 15 gr, lavanta çiçeği 30 gr karıştırılır, 1 bardak suya, 5-10 gr konur, 10 dk kaynatılır, günde 3 defa gargara yapılır.
PIRASA YAPRAĞI: Pırasanın yaprağı, defne tohumu veya yaprağı ile iyice ezilir. Bu terkiple dil ve dişler iyice ovulup temizlenirse ağızdaki bütün kokuları giderir.




Sütün büyük bir çoğunluğunu su oluşturur. Bunun haricinde önemli miktarda yağ da vardır. Süt ısıtılınca katı halde bulunan yağlar eriyerek yüzeye çıkarlar (yağın yoğunluğu sudan daha az olduğu için) ve üst kısımda birikerek bir katman oluştururlar. Ancak alt kısımda kalan su, buharlaşmaya devam etmektedir. İşte bu buhar, üst kısımdaki yağ tabakayı yukarı doğru iteler ve süt, böylece taşar




Eğer hücrelerinizin sahip olduğundan daha az yoğunlukta ya da az tuz çözeltisinin olduğu suya girerseniz, su osmos yöntemiyle vücuda emilir. Bu da derideki hücrelerin şişmesine neden olur. Hücreler alt tabakadaki dokulara bağlı olduklarından deri bu duruma uyum sağlayabilmek için buruşur




*Kanı temizler.
*Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur.
*Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
*Damar setliği ve felçte faydalıdır.
*Sinirleri yatıştırır.
*Akşam yemeğinden sonra yenecek 1-2 mandalina uykusuzluk çekenlere faydalıdır.
*Bağışıklık sistemini güçlendirir.
*Grip olanlara iyi gelir.